Ey insanoğlu ne zaman bu kadar başını eğmeye başladın?
Göz hizasından aşağı bakmak beynimizde olumsuz bir durumun olduğu sinyallerini veriyor.
Gökyüzüne baktığınızda ise az da olsa bir dopamin salınımı ile kendimizi iyi hissediyoruz.
Bu sebeple hayal kuran insanlar havalara bakarken, kederli dertli insanlar başlarını eğip önlerine bakarlar.
2000’li senelerin başına gelindiğinde en büyük sosyal dertlerimizden biri televizyon seyretmek idi. Türkiye olarak televizyon seyretme oranımız günde yaklaşık 4.5 saat ile Dünya’da Amerika’nın ardından gümüş madalyaya koşma durumundaydı. Bu çok fazla başımızı eğmemize sebep vermesede, özellikle dikkatle seyrettiğimiz bir belgesel veya kaliteli film değilse zihnimizi adeta uyuşturan bir etkisi vardı.
Televizyon halen kişisel hayatımıza ve çocuklarımıza bir tehdit oluştururken, şimdilerde Dünya’da yeni bir trend var; mobil cihazlarla internete bağlanmak; ağırlıklı bir şekilde sosyal medya ve oyun dünyasında takılmak!
Süratle büyüyen Facebook kullanıcı rakamlarında Türkiye 30 milyon kullanıcının üzerinde bir oranla ilk 6-7’ye muhakkak giriyor. Sorun sadece facebook kullanıcısı sayısı değil.
Facebook’da her 60 saniyede 1.8milyon ‘like’ gerçekleşirken, 278bin ‘tweet’ gönderiliyor.
Tablet ve cep telefonlarının da internete bağlanma hızı ve kolaylığı artıkça her dakika oyun veya sosyal medyaya ulaşır olduk; metroda, otobüsde, yolda yürürken, trafik sıkıştığında, derste, iş ve hatta arkadaşlarınızla buluştuğunuzda…
Ortalama 9 saatimizi herhangi bir ekrana bakarak geçiriyoruz, uyku, iş, yemek, banyo gibi aktviteleri çıkartırsanız kendinize ve birlikteliklerinize ne kadar süre kalıyor?
Baktığınız her neyse, sadece “geçmiş”e ait, ister 1 saniye önce çekilmiş fotoğraf olsun ister o günkü haberler… Sahip olduğumuz tek şey olan “an”ımızı geçmiş bilgi ve deneyimlere vakit harcamak ne kadar süre yapılmalı? Hem de zihinsel olarak bir bağımlılık yaratıp, yararlı hormon salınım miktarını azaltıyorsa, kalan vakit ne kadar etkin ve etkili olabilir?
Haydi, kaldırın kafanızı, etrafınızın farkında olun, nefesinizi hissedin, gözlemleyin, hayal kurun!