NEUROMARKETING

1 Yorum
2 Şubat 2014
Kategori Pazarlama
Etiketler ,
Paylaş

bedava12

Beynimizin en temel görevi bedeni hayatta tutmaktır. Bu sebeple en verimli şekilde besin elde etmek onun için en başarılı eylemlerden biridir. Efor sarfetmeden alınan besin. İnsanlık tarihinin çok uzun kısmının kıtlık içerisinde olduğunu ve besin için fazlaca gayret harcadığımızı hatırlayacak olursak günümüzde göreceli bolluk davranışlarımızı değiştirmiyor.

Atalarımızdan gelen bu huy, ‘Bedava’ya olan tutkunluğumuzu açıklıyor.
Ama gerçekten bedava var mı?
Yoksa iş dünyasında dendiği gibi; “Bedava yemek yoktur” cümlesi doğru mu?

bedava4

 

Free (Bedava) isimli kitabın yazarı Chris Anderson bedavanın kitabını yazmış.
Anderson’a göre bedavanın bedelini mutlaka biri ödüyor:

  1. Alıcı anında öder.
  2. Alıcı sonra öder.
  3. Başkaları alıcı adına öder.

 

ALICI ANINDA ÖDER

Bir alana bir bedava kampanyasında, ekstra satılan ürünün fiyatı toplam ücrete yedirilmiştir.

Belli bir tutar siparişinizde nakliye bedavadır ama genellikle bu masraf fiyatın içerisindedir.

bedava2

 

ALICI SONRA ÖDER

İki sene kontratla ‘bedava’ telefon alırsınız ve yirmi dört ay boyunca faturanızın bir kısmı bu telefonun ödemesini yapar.

İlk iki ay bedavadır, üçüncü aydan itibaren ödemelere başlarsınız. Bu ödemeyi erteleyip, ilk karar anındaki beyindeki ‘ödeme acısını‘ azaltır.

 

BAŞKALARI ÖDER

Kumarhanelerde genellikle içki ve yiyecek herkese ücretsizdir. Bedeli kumarda para kaybedenler öder.

Marketlerde size deneyebileceğiniz ürünler verilir veya tatmanız sağlanır; bunların da bedelini o ürünü satın alanlar ödemektedir. Her pazarlama gideri ürünün bedelinin içerisindedir. Ayrıca finansal bir bedel olmasa da siz de “ahlaki bir borçluluk hissi” uyandırır ve beyin genellikle tattığı, dokunduğu ürünlere sahip olmak isteyeceğin dolayı size bir yük bindirir.

İnternetten indirilen bedava içeriklerin, filmlerin, yazilımların ücreti , ya ücretli kullananlar tarafından ödenir, ki amaç sizin de ücretli seçeneğene geçmenizdir ya da bedel o mecraya reklam veren firmalar tarafından karşılanır.

bedava8

 

Benzer bir durum bedava gibi gözüken Facebook ve Google’da da vardır. Artık firmalar reklam yapmadıkça tanıtım imkanları çok kısıtı bir hale gelmiştir.

BEDAVA ZARARLI MI?

Peki, bedelini kimin ödediğinin ne önemi var, bedava harika bir şey mi diyorsunuz?

Bedava kimi zaman israfa ve aşırı tüketime yol açabiliyor.

Gereksiz yere ikinci veya daha fazla ürün alırken; hiç aklımızda yokken talep yaratabiliyor.
Ayrıca tanıtım amaçlı bedavaların gereksiz yere tüketildiği ve boş yere çöpe atıldığı da diğer bir gerçek. Bu tanıtımlarda çok da az olsa bir bedel konması işi ‘bedava’dan çıkartıp daha Prefrontal Lobun çalıştığı daha rasyonel seçim sağlayabilirsiniz.

İşte Dan Ariely’in yaptığı araştırmanın sonuçları:

bedava11
Ariely, kaliteli bir çikolatayı 15 sent ve basit bir şekerlemeyi bedavaya sunar. Kişilerin %70’i şekerlemeyi tercih eder, çünkü bedavadır! İkinci testte ise her iki ürüne de birer sent zam yapılır. Çikolata 16 sent, şekerleme ise 1 sent olur. [1 sent yaklaşık 2 kuruşdur.] Bu sefer seçimi %75 ile kaliteli çikolata kazanır. Her ikisine bir şekilde bir tutar harcayacak olan zihin fiyat preformans açısından değerlendirdiğinde çikolatayı daha mantıklı bulur.

BEDAVA YERİNE HEDİYE!

Happy girl receiving birthday gifts

 

Bedava’nın bir diğer yönü ise, ürünün değerini düşürmesi. Bedava ise değersizdir imajı bir süre sonra marka veya ürüne zarar verebiliyor.

Bedava yerine “Hediye” denmesi bu etkiyi azaltacaktır, çünkü hediye değerlidir ve hemen hemen herkes hediye almayı sever.

Bunun yanısıra bir de ‘Hediye’yi limitli veya kısa süreli tutylursa kıymet biraz daha artar, hem de karar vermekte zorlanan zihin bu tehdit karşısında bir an önce fırsatı değerlendirmek ister. Kıtlık değer katacaktır.

Stratejinizi belirlerken şu soruyu sorun:

“Gerçekten deneyime yönelik hediyeler mi, yoksa fazla tüketime yol açan bedavalar mı?”

“Bedava Sirke Baldan Tatlı mı?” için bir yanıt

  1. Güngör Boztepe dedi ki:

    Gerçekten deneyime yönelik hediyeler tercih edilmeli..Hediyeye sahip olan değerli bir şeye sahip olduğunu düşünür..Fırsatı kaçırmadığını veya kendisine değer verilip, hediyeyi takdim edilmeye lâyık görüldüğünü düşünür , onurlanır ve dolayısıyla mutlu olur…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Hakkında

“BEYNİNİ OKUYAN ADAM”

Deniz Öztaş; TED Ankara Koleji, ODTÜ Makine ve ODTÜ İşletme Yüksek Lisansı ile 18 senelik eğitim hayatında öğrendiklerini 2006 sonrasında unutma sürecine girip, yeniden öğrenmeyi seçti, yeniden bir yolculuğa başladı...

Devamı...

NeuroMarketing Business Association Resmi İş Ortağı

neuromarketing business association

Takip Et

Popüler Yazılar

  • Zihnimizde Kaç Kişi Var?

      Şu ana kadar beyni üç ana kısımda inceledik; eski beyin (sürüngen), orta beyin (memeli) ve yeni beyin (mantık)… Eski beyin, sürüngen beynimiz ve en ilkel olmasına rağmen büyük patron olan ve kendini guvende hissetmediği zaman kontrolü başka kimseyen bırakmayan kısım. Orta beyin ise duygusal olan memeliler ile benzeşen kısım. Yeni beyin ise özellikle hiç bir canlıda bu kadar gelişmemiş... Devamı »

  • İlk Müşteriniz Çalışanınız

    Ürününüz ne olursa olsun, son kullanıcıya ulaşana kadar bir çok çalışanız ve sizin için satış yapan bir firmanın elinden geçer ürün. Tüm bu yolculuk boyunca emek sarf eden insanların sizin ürününüzü satmaları için iyi bir neden’leri olması gerekir. Sadece para kısa dönemli ve kalıcı olmayan bir faktördür. Daha iyi bir maaş, daha ucuz bir ürün her şeyi bir anda alt... Devamı »

  • Bilinçaltı ve Müşteriyi Okumak

    Zihinsel Pazarlamanın işi beyinle, dolayısıyla zihinle… Zihni ise bilinçli ve bilinçsiz, daha doğrusu bilinç ve bilinçaltı oluşturuyor. Bilinçaltı ismi ile Google ‘görsel’ olarak araştırdığınızda karşınıza ürpertici görseller çıkabiliyor. Bunun en temel sebebi anlamadığımız, elde tutamadığımız kavramlardan genellikle korkuyor olmamız. Psikolog Scott Peck’in tabiri ile zihnimizi toplam bir daire oluşturursa, bilinçaltı bu dairenin %95 veya biraz daha fazlasını temsil etmektedir. Eğer... Devamı »

  • Dikkat Dağınıklığı ve Dürtüler mi? Prefrontal Korteks!

    Zihnimiz… Biz mi onu kullanıyoruz, o mu bizi? Amacı bizi hayatta tutmak, bu sebeple asgari düzeyde enerj harcayarak bizi hayatta tutacak ve türümüzü devam ettirecek kararlarımızı otomatik olarak bilinçaltından veriyor… Biz farkında değilsek onun kararları doğrultusunda yaşıyoruz hayatımızı. Özgür iradenin olmadığını sorgulayan birçok kişinin düştüğü tuzak zihnin gözlemleyebildiğimizin farkında olmamak. Gözlemleyebiliyoruz, gözlemliyorsak ondan farklı bir şeyizdir. Onun davranışlarını izler ve... Devamı »

  • Kaygı ve Saplantı mı? Singulat Sistem!

    Hayat, devamlı bir hareket ve değişim demektir. Sabit ve sert gözüken kaya bile atom seviyesinde titreşim ve hareket halindedir. Bunun aksine zihnimiz, özellikle sürüngen beynimiz bizi hayatta tutmak ve güvenli bir ortam sağlamak için değişiklikten hiç hoşlanmaz. Bunun aşırı düzeyde olması ise bize ciddi sıkıntılar yaratabilir. Bu konu ile ilgili sağlıklı çalışması gereken bölge ise pek duymadığınız bir kısımdır: Singulat... Devamı »