Dünyanın hemen hemen her yerinde kadınlar erkeklere göre ortalama 6-8 yıl daha uzun yaşıyor. Sadece İtalya’nın bir adasında erkekler de kadınlar kadar uzun yaşayabiliyor. Psikolog Susan Pinker, TED konuşmasına konu olan bu adayı incelemeye alıyor…
İncelemenin detaylarından önce kadınların neden daha uzun yaşadığına bakalım. Kadın beyninde hipokampus ve corpus callosum erkeklere göre daha büyüktür. Bu kısımlar özellikle hafızadan ve empatiden sorumludur. Antik çağlarda kadının görevlerine daha yaktın olan empati, kadını daha sosyal hale getirmiştir. Erkek acımasızca avlanırken, kadın mağara yaşamında kabilenin iç-ilişkilerini elinde tutmuştur. Dolayısıyla bu özellik kadının erkeğe göre daha uzun yaşam süresine sahip olmasını sağlamıştır.
Elbetteki uzun yaşamın tek sırrı insan ilişkileri değil… Susan Pinker’in “uzun yaşamın formülü” için sunduğu listesinde en önemli iki kaleme bakalım: Birinci sırada Sosyal Bütünleşme; ikinci sırada ise Yakın İlişkiler… En önemli iki etken diğerleri ile olan ilişkilerimizi kapsıyor. Sosyal bütünleşme, yakın ilişkilerden veya sosyal medyadaki arkadaş sayısından oldukça farklı; sosyal bütünleşme hayatımızda fiziksel olarak olan insanları kapsıyor. Hangi gruplarda yer alıyoruz? Çok kişi ile karşılaşıyoruz? İşimiz veya özel yaşantımızda insanlarla iç içe miyiz? Yakın ilişkilerimizden bile daha önemli olan sosyalleşme insanlığın hayatta kalmasını sağlayan en önemli faktörlerden biri…
Öte yandan yanlış bir anlaşılma olmasın; sigara ve alkol kullanmamak üçüncü ve dördüncü sırada yer alıyor. Ancak egzersiz yapmak, temiz hava ve ince olmak listenin sonlarında yer alıyor. Peki neden sosyalleşme ve yakın ilişkiler bu kadar önemli?
İnsanın doğada tek başına hayatta kalması imkansız gibi bir şeydir. Yüz binlerce yıldır topluluklar halinde yaşamaktayız. Bizi dış tehlikelerden koruyan bu topluluklar ‘güven ortamı’ sağlar. Güven ortamında olan beynimiz serotonin ve oksitosin hormonlarının salgılanmasıyla daha huzurlu bir hale gelir. Huzur stresi azaltır, böylece bağışıklık sistemimiz zayıflamaz. Ayrıca bu hormonlar uzun süreli bağlar kurmamıza yardımcı olurlar. Önemli olan konu İnternet üzerinden yapılan sosyalleşme, alınan beğeniler aynı etkiyi yaratmamaktadır… Araya sokulan ekran bizi yalnızlaştırmaktadır.
Tüm evreni tutan kütlesel çekim yasası, insan bedeni için de geçerlidir. İnsanların arasındaki bu bağın adı sevgidir. Aile, arkadaş veya iş arkadaşları arasında olsun, tüm ilişkiler uzun vadeli mutluluk ve sağlık için önemlidir. İlişkilerin niteliği, aileleri, toplulukları, şirketleri bir arada tutar.
İtalya’nın bu nadide adasına geri dönersek, tahmin edebileceğimiz gibi, bu adadaki herkes son derece iç içe yaşamakta ve aile bağları son derece kuvvetli… Dar sokaklar, devamlı birbiri ile karşılaşan yerel halk… Yapılan yemeklerin paylaşıldığı, çevredeki esnafın evlere geldiği, aile içinden geleneksel partilerin yapıldığı bir ortam… Sosyalleşmenin yanı sıra, bu adada büyük şehirlerdeki gibi bir gelecek kaygısı olmamasının, herkesin birbirini daha iyi tanımasından dolayı ‘bir şey olma’ gayretinin daha az olması daha huzurlu bir ortam yaratıyor olabilir. Sonuç; yaklaşık yüz yaşına kadar yaşayan erkek ve kadınlar!
Güzel bir yazı emeğinize sağlık!
Çok teşekkürler. Sevgiler