Geleneksel iş hayatı bizlere standart sayılabilecek imkanlar sağlayan ofislerde çalışma imkanı sunar. Her ne kadar biraz daha esnek olabildiğimiz bu iş yerleri halen bizleri kutu kutu tasarlanmış masalarda ve toplantı odalarında ağırlar. Çalıştığımız ortam genellikle bizim kontrolümüzde değildir. Çalıştığımız arkadaşlar, onlar gibi giyinmeye kendimizi mecbur hissettiğimiz bu ortam herkesin görevi ve rolünden bağımsız bir şekilde aynı çalışma saatlerini uygun görür.
Geçtiğimiz yüzyıllara göre çok daha modern koşullarda çalışılsa da, bu durum bizim göz önünde olduğumuz ve işlerin içeriğinin bizler için hazırlandığı ortamlardır. Ortam ve çalışma sistemi özenle tasarlanmamışsa, bizim kendimizi işin sahibi gibi hissetmek yerine teneffüs zili çalınca çıkan öğrenciler gibi hissetmemiş sağlanır. Kendimizi yetişkin olarak görürsek, o zaman da bize güvenilmediğini anlarız. Lakin çoğu iş yeri, işin içeriği dışında epey kuralla yönetilir.
Güven olmazsa, bağlılık olmaz, yaratıcılık olmaz… Modern ve şık ofis çalışanın olmanın yerine başka seçenekler var mı? Tam bir bağlılığın ve güvenin oluşturacağı verimlilik, etkinlik ve yaratıcılığın artacağım yöntemler var mı?
Son zamanlarda ortaya çıkan üç seçenek var: Birincisi mevcut sistemi oldukça rahatlatmak. İkincisi çalışanların diledikleri yerde çalışabileceği bir iş modeli. Üçüncüsü ile insanların kendi işlerini sabit bir yer olmadan yapmaları…
Yeni Nesil Ofisler
Bu seçeneği bir çok teknoloji firması uygulamaya başladı bile; daha rahat kıyafetler, ev benzeri ofis alanları, esnek çalışma saatleri, matriks şeklinde yapılanma ve mantıklı rotasyonlar…
Dağınık Yapılar
İşin içeriği uygunsa, wordpress.com’un CEO’su gibi 67 ülkede 800 çalışanınız olan dev bir firmayı yönetebilirsiniz. CEO çoğu çalışanı ile yüz yüze tanışmamasına rağmen işleri yürütmeyi başarıyor nasıl mı? Kablosuz İnternet ile bağlı oldukları sürece çalışanların nerede olduğunu bir önemi yok. Uzaktaki çalışanlar saha elemanı muamelesi görmüyor çünkü herkes sahada! Bu sistem ile her çalışan tam anlamıyla otonomi sahibi oluyor. Otonomi işi sahiplenmek için en önemli koşullardan biri. Her çalışan kendi çalışma ortamını ve saatini ayarlayabiliyor. Şirket her şeyi dokümantasyonu ortak bir ağda tutuyor ve herkes bu bilgilere ulaşabiliyor. Böylece birbirinden uzakta çalışanlar daha önce almış kararları, verilen teklifleri de görebiliyor. Her çalışan online bir şekilde iletişime geçebiliyor. Böylelikle çok fazla kişi ile gerektiği kadar görüşebiliyorsunuz. Her tek başına, tam bir otonomi ile beraberce üretebiliyor. 67 ülkede faaliyet gösterdiğinizde 24 saat ulaşılabilir bir çok iş arkadaşınız oluyor. Böyle bir model sizin işiniz için neden olmasın?
Evden Çalışmak
Son seçenek ise kendi kendimize çalışmak ve evi hem yaşam alanı hem de ofis olarak kullanmak. Ofiste çalışanlar için kulağa hoş gelen bir seçenek gibi gözükse de, oldukça zorlayıcı bir seçenek bu. Sanal ve gereksiz de olsa ofislerin yoğunluğu insanları meşgul eder, vakit zor geçse de kendilerini önemli hissederler. Kafanız bunaldığında en sevdiğiniz kişilerden biri ile verilecek kahve molası sizi rahatlatabilir. Dedikodu yapmak ve yapılacak başka bir şey olmaması yönünde telkinler konfor alanından çıkmamak konusunda destek olur.
Evden çalışmanın en zorlayıcı tarafı ise şunlardır. (1) Ailenizde diğer fertler varsa, sizin her zaman müsait olduğunuzu düşünürler. (2) Evde çalışmaya alışmadığınızdan konsantrasyon ve planlamada sıkıntı yaşayabilirsiniz. Geç kalkar, iki de bir mutfağa dalabilirsiniz. Ancak en zorlayıcı olan faktör (3) kendi kendinizle yalnız olmanızdır. Buna hazır değilseniz, zihniniz size çeşitli oyunlar oynayabilir. Özellikle de büyük bir hata yaptığınız hakkında…
Tüm bunlardan dolayı evde çalışmaya başlamadan iyi bir hazırlık süreci iyi gelecektir. Yapacağınız iş için gerekli altyapıyı; web sitesi, bağlantılar, içerikler, gerekli eğitimler ve pratikler. Tüm bunları bir iş yerinde çalışırken boş zamanlarınızda yapabilirsiniz. Tek başına çalışmak yalnız olmak değildir. Çeşitli iş bağlantıları, ortaklık ve görüşmeler ile çevrenizi genişletip canlı tutmalısınız. Zihninizin nasıl çalıştığını gözlemleyip olmadık düşüncelere karşı hazırlıklı olmalısınız. En önemlisi de diğer insanların eleştrilerine pek kulak asmamanızdır. Zihinleri ile hareket kişiler, değişikliği ve kendisinin yapamadığını başkasının yaptığını görmek istemez. Kimseden teşvik gelmeyeceğini bilerek cesaretle hareket etmek önemlidir. Tüm bu sürecin kolay geçmesi için iş modelinizi iki ve üç temel hizmet veya ürün üzerinde yoğunlaştırabilirsiniz. Farklı alanlardaki faaliyetler risklerinizi dağıtacağı gibi farklı bakış açılarını da elde etmenize yardımcı olacaktır. Ancak yaptıklarınıza odaklanmanız kritiktir. Severek yapıyorsanız vakit de enerji de bir problem olmaz…
Rutin işlerin daha fazla otomasyonla çözüleceği yakın gelecekte, bu eğilimler daha da gündeme gelecektir. İş modelleri çalışan güvenmek ve onlara kendi alanlarında özerklik tanımak zorunda. Aksi halde yaratıcılığın olmadığı rekabete dayalı bir iş dünyasının kurbanı olmak kaçınılmaz sonları olacaktır.