Rekabet artıkça, hedefleri gerçekleştirmek daha da zor hale gelmeye başladı. Daha çok satmak için düşen fiyatlar, karlılığı daraltırken; karlılığın en azından pozitif bir oranda olması için masraflar kısılmakta… Bu da genellikle tanıtım harcamaları, eğitimler ve insan kaynakları anlamı gelmekte. Sonuç olarak yeniden ürün yaratmak için kaynakların azalması ve içine girilen kısır döngü…
Peki çözüm ne olmalı? Bir çok başarı firma bugün otantik-özgün deneyim ve yaratıcılığın değerini anlamış durumda. Elbette yaratıcılık herkesin dilinde, ancak ölçülmesi bile zor olan bu kavramı nasıl hayata geçireceğiz? Yanıtlardan bir tanesi: Diversity – Çeşitlilik… Eskiler tabiri ile bolca çeşni!
Bir çok farklı bakış açısına ve hayat tarzına sahip kişiler uygun (güvenilir ve şeffaf) bir ortamda çalışırsa yaratıcılık artacaktır. Çeşniyi değişik yaş, kültür, eğitim ve iş kolu alanlarında bulabilirsiniz. Oysa en önemli çeşitlilik birbirini tamamlayacak olan erkek ve kadın dengesinde yatıyor. Almanya’da şirketlere danışmanlık yapan Rocio Lorenzo konuşmasında kendisinin yürüttüğü ilginç bir araştırmadan bahsediyor.
Araştırmanın amacı şirket içi yaratıcılığın çeşitlilik ile bağlantısını anlamak. Almanya, Avusturya ve İsviçre’de toplam 171 firmada yapılan araştırmada altı ayrı kategori değerlendiriliyor; yaş, cinsiyet, milliyet, eğitim, iş kolu ve deneyim… Çalışmanın sonucunda kadın liderlerin sayısının göreceli olarak daha fazla olduğu kurumlarda yaratıcılıktan gelen cironun daha fazla olduğu ortaya çıkmış. Diğer faktörlerin de önemli olduğunu göz ardı etmeden kadın liderlerin nasıl ve neden katkı olacağını değerlendirelim.
Mevcut duruma baktığımızda, Almanya’da tek bir tane bile kadın CEO (İcra Kurulu Başkanı) bulunmuyor. Yönetim kurulunun tamamen erkeklerden oluşan firmaların oranı ise %70… Bu durum ülkemizde de benzerlik göstermektedir. İnsanlığın ataerkil toplumlardan gelmesinden kaynaklanan hegemonyasının yanı sıra kadınların iş hayatında ilerlememesinin sebebi eğitim midir?
Aşağıdaki grafikten de anlaşılacağı gibi hemen hemen her yerde olduğu gibi kadınların üniversite okuduktan sonra en az 10 sene iş tecrübesi elde oranı hızla yükseliyor. Öte yandan en alttaki çizgi aynı oranda yükselmiyor. Bu çizgi üst düzey kadın yöneticileri kapsıyor. Bunun sebepleri neler olabilir. Cinsiyetle ilgili kimlikleri bir yana bırakarak objektif bir şekilde bakalım.
- Rakamsal Hedefler
Eğer firmalar hedefleri sadece rakamlara odaklanarak yapmaya devam ederse, yöneticiler daha duygusuz olmak durumunda kalabiliyorlar. Oysa kadın beyni erkeğe oranda çok daha empati yeteneğine sahip bir yapıda… Karşısındakinin duygularını daha iyi anlayan birinin sert kararlar alması empati yeteneğini kullanmaması anlamına gelir. Dolayısıyla firmalar “amaçlarını” ve “değerlerinin” belirleyip bu doğrultuda farklılaşırsa yaratıcılık için önemli bir özellik olan empati ve kadın liderler değer bulacaktır. - Riskli Piyasalar
Kadın beyninin diğer bir özelliği ise, erkeğe göre daha endişeli olması… Eğer iş modeli dış etkenlerden fazlaca etkileniyorsa, liderler riskli kararlar almak durumda kalabilir. Bu şartlarda beynimizin endişeli olması bizi ekstradan strese sokar. Evrimsel olarak mağarayı ve dolasıyla evi dış tehlikelere karşı korumak gelişen erkek beyni göreceli olarak daha az endişelidir. Dış işlerinden sorumlu erkekler, belki de İnsan Kaynakları gibi iç işlerinden sorumlu olacağı görevlerde daha az yer alır. - Aile ve Kariyer Dengesi
Liderlik pozisyonları genellikle 35-40 yaş aralığından itibaren elde edilmeye başlanıyor. Bu yaşa gelinceye kadar kadınların büyük bir kısmı çocuk sahibi oluyor. Hatta ikinci çocuk aileye katılmış bile olabilir. Anne beyni, bekar kadın beynine göre biraz daha koruyucu ve bakım odaklı bir hale girdiğinde, kadın iş hayatını bırakmasa bile kurumsal hayatı bırakmayı seçebiliyor.
Kadınlar ve Yaratıcılık
Araştırmaların sonuçları açık. Yaratıcılık ile elde edilen ciro, yönetimdeki kadınların artması ile doğrudan bir ilişki içerisinde. %20’ye kadar pek bir değişiklik olmayan gelir, özellikle %20 seviyesini geçince önemi bir şekilde artış gösteriyor. Kadın beyninin empati ve konulara bir çok konudan bakabilme özelliği kesinlikle her organizasyon için gerekli.
Yukarıda belirtilen sebeplerden ötürü, belki de kadın sayısı erkeklerden daha üstüne çıkmayabilir. Bunu bilmiyoruz. Ancak net olan bir konu kadınlardan başlamak üzere şirketlerin çeşitliliğe önem vermesi ve diğer faktörleri de göz önünde bulundurup fikir paylaşımın özgürce yapıldığı ve teşvik edildiği ortamlar sağlaması gerekiyor.
Ancak yaratıcılık ile sağlanacak farklılaşma şirketleri rekabetinin acımasızlığından ve bundan dolayı oluşan kısır döngüden çıkarabilir.