NEUROMARKETING

Yorum Yok
19 Mayıs 2017
Kategori Bireysel Gelişim, Eğitim, Nörobilim, Sağlık
Etiketler , ,
Paylaş

beynimiz ve düşünceler00

Bedenimizde her organın, her hücrenin bir görevi bulunuyor. Her hücreyi oluşturan küçük sistemler daha büyük sistemlerin bir parçası olarak görev yapıyor. Kas sistemi, iskelet sistemi, sinir sistemi, dolaşım sistemi ve bunun gibi sistemler paralel bir şekilde çalışıp bedeni oluşturuyorlar. Milyonlarca işlem bizim haberimiz ve kontrolümüz bile olmadan otomatik olarak gerçekleşiyor. Her ne kadar nefes üzerinde bir parça kontrol sahibi olsak da, nefes bedenin otomatik olarak gerçekleştirdiği bir eylem. Her nefeste aldığımız oksijen, tüm hücrelerimizi besliyor. Alınan oksijenin %25’i ise beyin tarafından tüketiliyor… Kas ve sinir hücresi bulunmayan bu organımız neden bu kadar oksijene ihtiyaç duyuyor?

Beynimiz tüm bedeninin kontrol odası gibi görev yapıyor. Hatta bir çok batılı kendini beyni ile özdeşleştiriyor. Beyindeki bir hasar kişiliği değiştirebildiği için, bu bakış açısı beynin insanın kendisi olduğu varsayımını ortaya çıkartıyor. Oysa beyin de bedendeki bir organ… Bu organın temel görevi ise hayatta kalmak… Beynimizin evrimsel olarak geçtiği süreçlere baktığımızda üç ana bölüm görmekteyiz: Sürüngen Beyin, Limbik Sistem ve Neo Korteks… Bu bölümler sırasıyla gelişmiştir. Hareket eden her canlının sürüngen beyni vardır; daha memeli hayvanlarda görülen limbik sistem duyguların merkezidir. En son gelişen ve beynimizi diğer canlılardan ayıran kısım Neo Korteks yaklaşık 300,000 sene önce bugünkü haline gelmiştir.

Beyin temel işlevini gerçekleştirmek için önce bedeni güvende tutabileceği bir yer arar. Bunu sağladıktan sonra en önemli konu beslenmek ve üremektir. Fiziksel olarak doğada tek başına hayatta kalma şansı zor olan insan, kabileler halinde yaşamış ve zihnini kullanarak taktikler uygulamış, doğada buldukları ile avlanma ve korunma kabiliyetini artırmıştır.

beynimiz ve düşünceler01

Zaman ilerledikçe yerleşik düzenler kurulmuş; fiziksel güvence arayışı ve yemek bulma problemleri azalmış. İnsanlık aklını daha iyisi, daha rahatı için kullanmaya başlamış. Öte yandan düşünmek sanki zihnin en önemli bir işlevi gibi yer etmeye başlamış. Fiziksel korkular yerine psikolojik korkulara devretmeye başlamış. Korkunun tetiklediği duygular, bizi geçmişte olanlara takılı kalmak veya gelecekle ilgili endişe etmek gibi bizi yaşamaktan alıkoyan düşünceler yumağına itmiş.

Bugün artık biliyoruz ki, düşünceler bir çok ruhsal ve fiziksel sıkıntılarımızın kaynağı…

Düşünmek beyne inanılmaz bir enerji harcatırken; düşünce esnasında anda kalamıyoruz. Düşünce, beynimizde enerji akımlarından başka bir şey değil, ancak düşüncelerimiz özdeşleşmek, kendimizi düşüncelerimiz ile tanımlamak insanlığın en büyük problemi haline geldi.

İçine doğduğumuz mevcut sistem ise, yarattığı düşünce ve rekabet dolu ortamla bize hiç de yardımcı olmuyor. Ezbere dayanan eğitim sistemi, sadece geçmiş deneyim ve bilgilere dayanan düşünceler ise tamamen sisteme uygun bireysel yaratıyor. Zira düşünceler ile yaratıcılık ölüyor, sağlık kaybediliyor… Düşüncelerden kurtulmak için devamlı başka meşguliyetler peşinde koşarız ve bu da tüketimi tetikler. Tüketmek için çalışmak zorunluluğumuz artar… Çemberi çeviren farelere benzeriz…

Peki düşünmemek mümkün? Düşüncelerden nasıl kurtuluruz. Beyin düşünmeye devam eder. Gözünüzü kapatın, sadece izleyin… Ne kadar çok düşüncenin ardı ardına gelmeye başladığını göreceksiniz. Durdurmaya çalıştıkça daha fazla düşünce gelecektir. O halde ne yapacağız? Hiç bir şey…

Alan Watts: “Düşünceleri durdurmak için çabalamayın. Zihninizi kendi haline bırakmayı öğrenin. Kendi kendine sakinleşecektir.”

Alan Watts: Zihin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Hakkında

“BEYNİNİ OKUYAN ADAM”

Deniz Öztaş; TED Ankara Koleji, ODTÜ Makine ve ODTÜ İşletme Yüksek Lisansı ile 18 senelik eğitim hayatında öğrendiklerini 2006 sonrasında unutma sürecine girip, yeniden öğrenmeyi seçti, yeniden bir yolculuğa başladı...

Devamı...

NeuroMarketing Business Association Resmi İş Ortağı

neuromarketing business association

Takip Et

Popüler Yazılar

  • Zihnimizde Kaç Kişi Var?

      Şu ana kadar beyni üç ana kısımda inceledik; eski beyin (sürüngen), orta beyin (memeli) ve yeni beyin (mantık)… Eski beyin, sürüngen beynimiz ve en ilkel olmasına rağmen büyük patron olan ve kendini guvende hissetmediği zaman kontrolü başka kimseyen bırakmayan kısım. Orta beyin ise duygusal olan memeliler ile benzeşen kısım. Yeni beyin ise özellikle hiç bir canlıda bu kadar gelişmemiş... Devamı »

  • İlk Müşteriniz Çalışanınız

    Ürününüz ne olursa olsun, son kullanıcıya ulaşana kadar bir çok çalışanız ve sizin için satış yapan bir firmanın elinden geçer ürün. Tüm bu yolculuk boyunca emek sarf eden insanların sizin ürününüzü satmaları için iyi bir neden’leri olması gerekir. Sadece para kısa dönemli ve kalıcı olmayan bir faktördür. Daha iyi bir maaş, daha ucuz bir ürün her şeyi bir anda alt... Devamı »

  • Bilinçaltı ve Müşteriyi Okumak

    Zihinsel Pazarlamanın işi beyinle, dolayısıyla zihinle… Zihni ise bilinçli ve bilinçsiz, daha doğrusu bilinç ve bilinçaltı oluşturuyor. Bilinçaltı ismi ile Google ‘görsel’ olarak araştırdığınızda karşınıza ürpertici görseller çıkabiliyor. Bunun en temel sebebi anlamadığımız, elde tutamadığımız kavramlardan genellikle korkuyor olmamız. Psikolog Scott Peck’in tabiri ile zihnimizi toplam bir daire oluşturursa, bilinçaltı bu dairenin %95 veya biraz daha fazlasını temsil etmektedir. Eğer... Devamı »

  • Dikkat Dağınıklığı ve Dürtüler mi? Prefrontal Korteks!

    Zihnimiz… Biz mi onu kullanıyoruz, o mu bizi? Amacı bizi hayatta tutmak, bu sebeple asgari düzeyde enerj harcayarak bizi hayatta tutacak ve türümüzü devam ettirecek kararlarımızı otomatik olarak bilinçaltından veriyor… Biz farkında değilsek onun kararları doğrultusunda yaşıyoruz hayatımızı. Özgür iradenin olmadığını sorgulayan birçok kişinin düştüğü tuzak zihnin gözlemleyebildiğimizin farkında olmamak. Gözlemleyebiliyoruz, gözlemliyorsak ondan farklı bir şeyizdir. Onun davranışlarını izler ve... Devamı »

  • Kaygı ve Saplantı mı? Singulat Sistem!

    Hayat, devamlı bir hareket ve değişim demektir. Sabit ve sert gözüken kaya bile atom seviyesinde titreşim ve hareket halindedir. Bunun aksine zihnimiz, özellikle sürüngen beynimiz bizi hayatta tutmak ve güvenli bir ortam sağlamak için değişiklikten hiç hoşlanmaz. Bunun aşırı düzeyde olması ise bize ciddi sıkıntılar yaratabilir. Bu konu ile ilgili sağlıklı çalışması gereken bölge ise pek duymadığınız bir kısımdır: Singulat... Devamı »