NEUROMARKETING

Yorum Yok
15 Eylül 2013
Kategori Bireysel Gelişim, Eğitim, Nörobilim, Sağlık
Etiketler , , ,
Paylaş

yoga

Biz kimiz? Biz neyiz? Basit bir memeli hayvan mı? Yoksa son derece zeki ve özgün bir varlık mı? Peki öyleyse, bizi diğer canlılardan ayıran şey nedir? Akıl mı? Düşünce yeteneği mi?

Eğer, bizi farklı ve özel kılan aklımız ve düşünce yeteneğimiz ise, bu bakış açısı kendini zihin ile özdeşleştiriyor demektir. Bu bakış açısı, araştırmaları beynimize yöneltiyor. Tezinin ispatını orada arıyor. İnsanlık ise beyninin nasıl çalıştığını yakın zamanda anlamaya başladı… Bilinçaltının insan kararlarının %90’ını verdiğini keşfeden nörologlar, hala zihinsel bir özgür iradeden söz edebilirler mi? Tam bu noktada, daha önemli bir soru ile karşılaşıyoruz?

Özgür irade ve bilinç, zihinle sınırlı mı?

Tüm yaratıcı bilim adamlarına ve öne çıkan sporculara baktığımızda, bedenin ve zihnin ötesinde bir öze rastlıyoruz…
Buna inanç, kalp veya ruh diyebilir miyiz? Buna nasıl ulaşılır? Einstein’ın dediği gibi; “En büyük fikirler, zihin sessizken gelir”… Meditasyon veya tamamen kendinizi verdiğiniz bir uğraş bu işe yarar mı? Peki, yoga?yoga1

 

Yoga yapan nörobilimcilerin bulgularına göre, düzenli yapılan yoga, fiziksel olarak güç ve esneklik katarken, zihinsel olarak da sakinliği ve huzuru sağlıyor. Nörobilim, beynin yeni ağlar kurarak kapasitesini artırabildiğini ispatladı; buna neuroplasticity deniyor. Bunun en önemli yanlarından bir tanesi; zihninizin nasıl işlediğini anlayabilirseniz – ki, bu ancak gözlemle mümkündür – zihnin geçmişteki gerçeklikleri bırakıp yeni, özgür, berrak ve açık bir hale gelmesini sağlayabilirsiniz.

En büyük sorunumuz, her bir olguyu veya duyguyu birbirinden bağımsız değerlendiriyor olmamız. Beden, zihin ve bilincimiz birbirinden ayrı ve bağımsız değildir. Bir kişinin bedeninde sıkıntılar varken, zihni pürüzsüz olamaz. Tam tersi de doğrudur.

yoga2

 

Bu sebeple, zihnimizi gözlemleye başlamadan, bedenin canlandırılması ve zihnin sakinleştirilmesi gerekir. Yoga, bunların ikisine de hizmet ediyor. Dövüş sanatları veya spor dünyasında da, zihnin ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Zihinsel olarak kendini hazırlayan sporcuların başarı şansı daha fazladır. Zihnimiz ise koşullandırılmıştır; öğretilmiş bir gerçeklik yaşar… Tüm alışkanlıkları, temel inançları ve toplumun öğrettiği davranış şekillerini… Bunların tamamı bilgi ve deneyimlere dayanmaktadır, yani geçmişe aitlerdir. ‘Şimdi’ ile ilgisi yoktur. Özgürleşmek, ancak yargılamayan ve şimdide yaşayan bir zihin ile mümkündür.

Beden canlandığında, zihin sessizleştiğinde, düşünceler bir kenara atıldığında, özümüz artık devrededir…

Bu bakış açısı ile yapılan yoga, hem zinde bir beden, hem de huzurlu bir zihin elde etmemizi sağlar. Her birey, bunu kendi deneyip görebilir, bunu tutku ve coşku ile denemeye hazır mısınız?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Hakkında

“BEYNİNİ OKUYAN ADAM”

Deniz Öztaş; TED Ankara Koleji, ODTÜ Makine ve ODTÜ İşletme Yüksek Lisansı ile 18 senelik eğitim hayatında öğrendiklerini 2006 sonrasında unutma sürecine girip, yeniden öğrenmeyi seçti, yeniden bir yolculuğa başladı...

Devamı...

NeuroMarketing Business Association Resmi İş Ortağı

neuromarketing business association

Takip Et

Popüler Yazılar

  • Zihnimizde Kaç Kişi Var?

      Şu ana kadar beyni üç ana kısımda inceledik; eski beyin (sürüngen), orta beyin (memeli) ve yeni beyin (mantık)… Eski beyin, sürüngen beynimiz ve en ilkel olmasına rağmen büyük patron olan ve kendini guvende hissetmediği zaman kontrolü başka kimseyen bırakmayan kısım. Orta beyin ise duygusal olan memeliler ile benzeşen kısım. Yeni beyin ise özellikle hiç bir canlıda bu kadar gelişmemiş... Devamı »

  • İlk Müşteriniz Çalışanınız

    Ürününüz ne olursa olsun, son kullanıcıya ulaşana kadar bir çok çalışanız ve sizin için satış yapan bir firmanın elinden geçer ürün. Tüm bu yolculuk boyunca emek sarf eden insanların sizin ürününüzü satmaları için iyi bir neden’leri olması gerekir. Sadece para kısa dönemli ve kalıcı olmayan bir faktördür. Daha iyi bir maaş, daha ucuz bir ürün her şeyi bir anda alt... Devamı »

  • Kabile Çağı Geri Geldi

    İnsan zihni, acıdan kaçınırken, ödülleri maksimize etmek ister. Bu, hayatta kalmak için gereklidir. İnsanlık tarihine baktığımızda kıtlık ön plandadır. Tehlike çoktur ve kaynak genellikle azdır veya fazlaca çaba ister. İnsan avlanmak zorundadır. Avlanırken ve korunurken kabile halinde yaşamak genlerine işlemiştir. Tarım hayatına geçerek yerleşmeye ve çoğalmaya başlayan insanlar için ilk büyük devrim, seri imalat devrimidir. Kıtlığa karşı, ilk defa seri... Devamı »

  • Bilinçaltı ve Müşteriyi Okumak

    Zihinsel Pazarlamanın işi beyinle, dolayısıyla zihinle… Zihni ise bilinçli ve bilinçsiz, daha doğrusu bilinç ve bilinçaltı oluşturuyor. Bilinçaltı ismi ile Google ‘görsel’ olarak araştırdığınızda karşınıza ürpertici görseller çıkabiliyor. Bunun en temel sebebi anlamadığımız, elde tutamadığımız kavramlardan genellikle korkuyor olmamız. Psikolog Scott Peck’in tabiri ile zihnimizi toplam bir daire oluşturursa, bilinçaltı bu dairenin %95 veya biraz daha fazlasını temsil etmektedir. Eğer... Devamı »

  • Dikkat Dağınıklığı ve Dürtüler mi? Prefrontal Korteks!

    Zihnimiz… Biz mi onu kullanıyoruz, o mu bizi? Amacı bizi hayatta tutmak, bu sebeple asgari düzeyde enerj harcayarak bizi hayatta tutacak ve türümüzü devam ettirecek kararlarımızı otomatik olarak bilinçaltından veriyor… Biz farkında değilsek onun kararları doğrultusunda yaşıyoruz hayatımızı. Özgür iradenin olmadığını sorgulayan birçok kişinin düştüğü tuzak zihnin gözlemleyebildiğimizin farkında olmamak. Gözlemleyebiliyoruz, gözlemliyorsak ondan farklı bir şeyizdir. Onun davranışlarını izler ve... Devamı »