“Sihir Nedir? Odaklanmış Aldatmacadır…
Ne kadar yakından bakarsan, o kadar az görürsün. Sihrin ilk kuralı: Odadaki en akıllı adam olmaktır.”
[J. Daniel Atlas – Now You See Me filminden]
Avrupa’lılar Amerika’ya ilk ayak bastığında yerlilerin gelen gemileri göremedikleri söylenir. Gemilerden inenleri sanki gökten inermişçesine geldiğine şahit olan oranın yerlileri bu Truva atına ‘ruhani’ bir saygı göstererek kıtaya buyur eder…
Üç yaşında gör kabiliyetini yitiren bir kişi 46 yaşında, iki çocuk babası iken bir ameliyat sonrası tekrar görme yetisi kazanır. İlk defa gözleri açıldığında, gözü görme işlemini yapabilmesine rağmen bir süre beyni gelen fotonlara, verilere bir anlam verememiştir. Tıpkı yerliler gibi…
Görme işlemeni gözlerimizin yaptığını zannederiz. Aslında bu işlemini beynimiz yapmaktadır.
Beynimizin yaklaşık üçte biri görsel verileri işlemek için seferber edilir. En önemli bölge ise görsel kortekstir (visual cortex).
Aşağıdaki çizgilerin düz olduklarını biliriz, aslında göze gelen bilgi de bu şekildedir, ancak zihnimiz bunlar eğri görür. Çalışmayan bir yürüyen merdivene basarken de, kendini tuhaf hissedersiniz, çünkü zihniniz kendini onun hareket etmesine programlamıştır. Eğer devamlı bu şekilde tecrübe etmeye başlarsanız zihin esnek olduğundan (plasticity), nöronlarda yeni yollar oluşur ve bu bilgi eski ile değiştirilir.
Peki ya bu aşağıdaki her bir şeritler tek bir renkten mi oluşuyor yoksa farklı tonlar var mı? Cetvelle kapatıp şeritleri tek başlarına bakabilirsiniz.
Bazıları bizim çok zayıf gözlemciler olduğumuz yönünde ilginç bakış açılarını dile getirse de, beynin başka bir amacı vardır.
Beynimizin amacı, gözümüzün mazur kaldığı milyarlarca fotonun veya verinin gerekli olanını alıp “geçmiş” deneyimleri ile “varsayımda” bulunarak bir tahminde bulunmak ve sonuç olarak hızlı, verimli ve en az enerji harcayarak belleğimizi şişirmeden gelen mesajı anlamlandırmak.
Bebeklerin ilk öğrendikleri şekil annelerinin yüzü olduğundan, özellikle beyin ‘yüz detektörü’ gibidir.
Bundan dolayı neye odaklanırsak onu görürüz. Sihirbazlığın sırrı da burada yatar, sizin dikkatiniz başka yerdeyken olan olmuştur… Hatta işin tuhaf tarafı, daha sonra o görüntü hatırlamaya çalışanlar farklı farklı tarifler verirler, çünkü her bireyin beyni ‘boşluk’ları kendi gözlem ve deneyimlerine göre doldurur.
Erkek ve kadınların odak noktaları farklıdır. Göz tarama testlerinde erkek ve kadın farkını yukarıdaki testin sonuçlarından anlayabilirsiniz. Bu sebeple erkekler kadın ne giydiğini, aksesuarlarını hatırlamazken, kadınlar bu detayları daha geniş hippocampuslarının da sayesinde çok sonra bile hatırlayabilirler.
Tüm bu illüzyonları kullanıp, yüz okuyarak ve insan tepkileri ile Beyin Okuyan Kahramanlar, ve insanlara alfa modunda komutlar verilen hipnozları, bir grup sihirbazın aksiyon dolu hikayesini konu alan Now You See Me filminde bulabilirsiniz…
Filmin kadrosu da özenle seçilmiş. Morgan Freeman (76) ve Michael Caine (80) gibi büyük ustalar filme kalite katarken, Woody Harrelson ve Mark Ruffalo genç oyuncularla uyum sağlamışlar. Özellikle To Rome with Love ve Why Stop Now filmlerinde dikkati çeken 30 yaşındaki Jesse Eisenberg’in oyunculuğu sıra dışı…
Filmde diğer bir konu ise en etkili ve kalıcı öğrenmenin ‘bilinçaltına’ verilen mesajlar olduğudur. Bir kişinin Fransa’dan Las Vegas’a gelmesi için ona gizli mesaj verilmesi o kişinin bilinci tarafından algılanmadığında bir itiraz veya karşı sav gelmeden kabul görür. Bilinçaltına ne verirseniz onu alır…
Bu kadar uyarıcıya mazur kalmamamız için neler mümkün?