NEUROMARKETING

Yorum Yok
3 Eylül 2013
Kategori Bireysel Gelişim, Nörobilim, Yönetim
Etiketler
Paylaş

iyibiliriz

Hep haklı olmak isteriz, hep biz biliriz. Hem de iyisini biliriz.

Bu konuda bazen kendinizi fazla bilmiş hissediyorsunuz? Peki ya, başkalarını?

Hiç kimseyi suçlamayın! Bu durum zihnimizden kaynaklanıyor.

Eğitilmemiş, dingin olmayan bir zihin “haklı olmak” ve dolasıyla “statü”sünü korumak veya yükseltmek ister.

Bu dürtüler devredeyken, Orta beynimizde yeralan Limbik Sistem sahnededir! Mantık merkezi Neo Korteks’i devre dışı bırakan bu hisler, en küçük meseleden, en kritik karara kadar, tavırlarımızı ve kararlarımızı olumsuz yönde etkiler.

Göreceli olarak kendimizi başkalarına göre üstün gördüğümüz anda salgılanan dopamin ve serotonin insanı kendini daha mutlu ve guvende hissettirir. Stress düzeyi azalır…

Hatta erkeklik hormonu testesteron artışı gözlenir.
İşte bu sebeple Statü kazandıkça, kendimizi daha güçlü, daha guvenli, daha erkek ve hatta daha çekici hissederiz.

Bunun bir sonucu olarak “herkes kendi çöplüğünü tercih eder” veya “kendi çöplüğünü oluşturmaya çalışır”.

İnsanların kendi statüleri için harcadıkları çaba inanılmayacak seviyeye çıkabilir. En küçük olay da bile iddialaşmanın sebebi budur. Eğer biraz taktik uygulamak isterseniz küçük meselelerde biraz kayıp vermek, size büyük konularda avantaj sağlayabilir

 

Haftalık bir şirket toplantısı hayal edin, veya ilk fırsatta gözlemleyin. Yapabiliyorsanız gizli kamera ile kayda alın. Göreceksiniz ki, kullanılan kelimelerin, cümlelerin ve haracanan enerjinin önemli bir kısmı, her bireyin ve ekibin kendi statüsünü korumak ile ilgili olduğunu görürsünüz.

Bu tip durumlarda, saldırıyı kişisel almamak gerekir, çünkü herkes “kendi statüsünü korumak istemektedir. Konunun başkasıyla hiç ilglisi yoktur. Ayrıca varsayımlarda bulunmaktan sakınmak, kelimelerin arkasında başka başka anlamlar çıkartarak durumu daha da çözülmez bir hale getirebilir.

Statü peşinde koşulan böyle bir durumda tüm bireylerin mutlu ayrılmaz; statü oyunu kazananın ve kaybedenin olduğu bir oyundur.

Statü çabalarının en aza indergenmesi performansı artıracak ve müzakerelerin “gerçekten önemli” olan konular üzerine yoğunlaşılması sağlanacaktır.

 

ALT-ÜST İLİŞKİSİ

Bir çalışan üstü ile konuşurken kendini tehdit altında hisseder.

Bu farkı yonetici azaltabilir; insani yaklaşımlar, hayatı iş dışındaki konularda paylaşmak, üstün de hatalar yaptığını göstermek etkili olacaktır.

Bir kere tehdit algılayan beynin, limbik sistemi aktive olur, bu dürtüyü bilinçli kararlar aldığımız Ön Korteks’e almak enerji gerektirir ve farkındalık ister.

“Etiketleme” ve “durumun tekrar analiz edilmesi” bunu sağlayacak iki yöntemdir. Öncelikle duruma tepki vermeden “veto hakkınız”ı kullanmak gerekir.

Veto hakkı, bilincaltinın, bilincimizden önce verdiği karardır. Bilinçaltı çok hızlıdır. Saniyenin onda üçü gibi zamanda sinyal yola çıkar, engellemek ve bilinç bir tepki başlatmak için geriye kalan sanyenin onda ikilik dilimi Veto hakkınızı saklı tutar.

Bu sebeple hemen cevap vermek yerine, önce detaylı notlar almak, hem ön lobu çalıştıracak, hem genel resmi gösterecek, hem de her konuyu hatırlamanızı sağlayacaktır.

STATÜ SENDROMU
Her şey farkındalık ile başlar; statü kaygısı, mücadelesi ve dolayısıyla umudu her yerdedir.

Genellikle,
Sıradan insanların başarı hikayelerini dinler (Bu bize umut verir) veya

Statü sahibi olmuş insanların sıradan işler yapışını seyrederiz (Bu bize o insanların da bizden çok da farklı olmadığını gösteriri ve bizi rahatlatır).

Bunların farkına varmak beyninimizde yeni nöral yollar oluşturacak ve ilgili veto haklarının farkında olacağız.

Liderlik Koçu David Rock’ın önerdiği bir yol daha var: “Kendinizle Rekabet Etmek!
Bir karting yarışmasında, sadece ön sırada yeralan kısıtlı sayıda insan mtlu olur. Ancak katılanları tek başlarında 3-4 tur atmalarına izin verdiğinizde, genellikle bir önceki sürelerini geliştirirler, bir de olumlu geri bildirim ve gelişim oranlarının ödüllendirilmesi ile sıradışı bir memnuniyet seviyesine ulaşılır.

Ayrıca, yarıştığınız kendiniz olduğunuz için olabildiği kadar objektif ve anlayışlı olursunuz.

Sonuç olarak, statü gereği haklı olmak istiyoruz, ama her konuda biz biliyoruz.

Gelişim farkındalıktan geçiyor. Bugünden başlayarak şunları deneyimlebilirsiniz:

  • Çevrenizdekileri ve kendinizi gözlemleyin; statü oyunlarının farkına varın.
  • İnsani ilişkiler kurun.
  • Kendinizi geliştirmek için kendinizi zbaz alın ve her gün ufak gelişimler kaydedin.
  • Hem kendinize hem de başkalarına olumlu ve samimi geri bildirimlerde bulunun.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Hakkında

“BEYNİNİ OKUYAN ADAM”

Deniz Öztaş; TED Ankara Koleji, ODTÜ Makine ve ODTÜ İşletme Yüksek Lisansı ile 18 senelik eğitim hayatında öğrendiklerini 2006 sonrasında unutma sürecine girip, yeniden öğrenmeyi seçti, yeniden bir yolculuğa başladı...

Devamı...

NeuroMarketing Business Association Resmi İş Ortağı

neuromarketing business association

Takip Et

Popüler Yazılar

  • Zihnimizde Kaç Kişi Var?

      Şu ana kadar beyni üç ana kısımda inceledik; eski beyin (sürüngen), orta beyin (memeli) ve yeni beyin (mantık)… Eski beyin, sürüngen beynimiz ve en ilkel olmasına rağmen büyük patron olan ve kendini guvende hissetmediği zaman kontrolü başka kimseyen bırakmayan kısım. Orta beyin ise duygusal olan memeliler ile benzeşen kısım. Yeni beyin ise özellikle hiç bir canlıda bu kadar gelişmemiş... Devamı »

  • İlk Müşteriniz Çalışanınız

    Ürününüz ne olursa olsun, son kullanıcıya ulaşana kadar bir çok çalışanız ve sizin için satış yapan bir firmanın elinden geçer ürün. Tüm bu yolculuk boyunca emek sarf eden insanların sizin ürününüzü satmaları için iyi bir neden’leri olması gerekir. Sadece para kısa dönemli ve kalıcı olmayan bir faktördür. Daha iyi bir maaş, daha ucuz bir ürün her şeyi bir anda alt... Devamı »

  • Kabile Çağı Geri Geldi

    İnsan zihni, acıdan kaçınırken, ödülleri maksimize etmek ister. Bu, hayatta kalmak için gereklidir. İnsanlık tarihine baktığımızda kıtlık ön plandadır. Tehlike çoktur ve kaynak genellikle azdır veya fazlaca çaba ister. İnsan avlanmak zorundadır. Avlanırken ve korunurken kabile halinde yaşamak genlerine işlemiştir. Tarım hayatına geçerek yerleşmeye ve çoğalmaya başlayan insanlar için ilk büyük devrim, seri imalat devrimidir. Kıtlığa karşı, ilk defa seri... Devamı »

  • Bilinçaltı ve Müşteriyi Okumak

    Zihinsel Pazarlamanın işi beyinle, dolayısıyla zihinle… Zihni ise bilinçli ve bilinçsiz, daha doğrusu bilinç ve bilinçaltı oluşturuyor. Bilinçaltı ismi ile Google ‘görsel’ olarak araştırdığınızda karşınıza ürpertici görseller çıkabiliyor. Bunun en temel sebebi anlamadığımız, elde tutamadığımız kavramlardan genellikle korkuyor olmamız. Psikolog Scott Peck’in tabiri ile zihnimizi toplam bir daire oluşturursa, bilinçaltı bu dairenin %95 veya biraz daha fazlasını temsil etmektedir. Eğer... Devamı »

  • Dikkat Dağınıklığı ve Dürtüler mi? Prefrontal Korteks!

    Zihnimiz… Biz mi onu kullanıyoruz, o mu bizi? Amacı bizi hayatta tutmak, bu sebeple asgari düzeyde enerj harcayarak bizi hayatta tutacak ve türümüzü devam ettirecek kararlarımızı otomatik olarak bilinçaltından veriyor… Biz farkında değilsek onun kararları doğrultusunda yaşıyoruz hayatımızı. Özgür iradenin olmadığını sorgulayan birçok kişinin düştüğü tuzak zihnin gözlemleyebildiğimizin farkında olmamak. Gözlemleyebiliyoruz, gözlemliyorsak ondan farklı bir şeyizdir. Onun davranışlarını izler ve... Devamı »